Hepimiz biliyoruz ki, yabancı dilin küçük yaşlarda daha hızlı öğrenildiğine ilişkin genel bir kanı hakimdir. En azından Almanca özelinde bu genel kanıyı hiç desteklemiyor olduğumu açıkça belirtmek isterim.
Yıllar içerisinde farklı yaş gruplarında verdiğim Almanca dersleri bana şunu gösterdi. Almanca gibi derin ve zengin bir dili öğrenmekten ve bence daha da önemlisi bu dili kullanabilmekten keyif alabilmek. Ancak yetişkin gruplarda gözlemlediğim bir durum olmuştur.
Küçük yaşta Almanca öğrenmenin tek avantajı bu dilin alışkın olmadığımız telaffuz şeklini daha hızlı kapmaları ve tabi ki duyduğunu anlama kabiliyetlerinin daha hızlı gelişmesidir. Üstelik bu durumda ancak öğrencinin bu dile yeteri kadar maruz bırakılabilmesi ile mümkün olmaktadır.
Öte yandan bir hedef doğrultusunda, istikrarlı bir şekilde ve yetkin bir öğretmen ile Almanca öğrenmeye kanalize olmuş bir yetişkin kısa süre içerisinde, yıllarca Almanca görmüş sözgelimi bir ortaokul öğrencisinden çok daha etkin şekilde Almanca yazabilir ve konuşabilir.
Yabancı dil ediniminde rol oynayan faktörlere ve özellikle de bu sürecin yaş ile olan ilişkisine dair yayınlanmış birçok makale bulunmaktadır. Kısa zaman önce hazırladığım bir eğitimde eylem araştırması önerisi için kullandığım makalelerden “Alter und Fremdsprachenlernen: Ein Forschungsüberblick “ (Rüdiger Grotjahn & Torsten Schlak ) tam olarak yukarıda özetlediğim durumu daha bilimsel verilerle ortaya koymuş güzel bir çalışmadır.
Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Alışılagelmiş olumsuz fikirlerimizi değiştirmemiz Almanca öğrenme hızımızı da ciddi oranda etkiler.